italiano
Fatih Mika  
 
Biyografi
  Fatih Mika
  Sergiler
  Kritikler
  Basından
 
Muhamed Karamehmedović

 

 İçtenliğin İlhamı  *

Birkaç yıldan buyana Belgrad’taki Öğrenci Grafiklari Bienali’nde Sareyevo Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek lisans öğrencileri ödüller kazanıyorlar. Fatih Mika’nın Belgrad’taki sergisi böyle bir ödülün sonucu. Sözünü ettiğimiz çok yetenekli gravür sanatçısı kendisini şimdiden çok özgün bir şekilde tanıtıyor. Gravür, kendine özgü teknik ve kombinasyonlarla onu daha eğitiminin başında etkiledi ve yüksek lisans eğitiminin sonunda daha çok  rölyef ve acquatint(asfalt tozu yada reçine tozu ile kumlama) teknikleri ile çalıştı, bunları da kendine özgü bir dil ile kullandı. Onun dünyayı görüşü ve biçimleri alışılmışın dışında kombinasyonu veya gravürün düz yüzeyine dokunan tek bir elementin kombinasyonlarını ustaca işlemiş oluyor. Alışılmışın dışında bir çağrışıma açık alanda Fatih özellikle “küçük” biçimleri seçiyor ve bunu büyük bir ustalıkla geleneksel teknikleri kullanarak gerçekleştiriyor.O’nun gravürlerinde Japon ruhu ile süzülen, arındırılan malzemenin kendine özgü deneysel işlenişini de buluyoruz. Fakat özünde bu gravürcüde temel atölye eğitiminin parlak bir şekilde bir bütün olarak değerlendirildiğini görüyoruz. Fatih’in duygularını anlatma biçiminin ifadeci gelenek ile bağları var; aynı zamanda da O sembollere çağdaş bir  biçimde bakıyor. Fatih Türk tarih ve kültür birikimi olan semboller estetiğini çağdas gravür dili ile, iki kıyı arasındaki bir köprü gibi birleştiriyor. Bu semboller, arındırılmış düşünceler, saf  ve doğallaştırılmış elementler doku ve renk ile tek vücut haline  gelince gravürlerde özel bir yaşama olanağına kavuşuyorlar ve elementlerin kendi özlerinden daha güçlü yada daha az güçlü oldukları noktada başlayan bir iç ritm, doluluk, bütünlük ve sembollik gösteriyorlar. Fatih’in gravürleri, Belgrad’taki bu sergide de malzemenin kendi içinde olan, alışılmışın dışında yumuşak koyu renkler ve ışıklar titreşiminde, ayrı bir içtenliğin ilhamında, bir kozmik düşüncesi  olan doğma ve ölme çemberinden, şuurun o küçük sahasında basıboş gezen ve şuuraltının labiretlerinde uçan izler ve anılar çemberinden ortaya çıkarılan formlar ve motiflerle  belirlenmiş gerçeğin ardında, ilk plan ardında gözüken özel bir zaman ve alanda yaşıyorlar.

Fatih Mika’nin Belgad’taki bu sergisindeki hemem hemen bütün gravürlerinin taşıdığı anlam  bizi, anlam dolu bu yüzeylerle, gerçek ve gerçekdışı dünyadan alınan motiflerle düşünsel ve duyguların yaşamasına, çağdaş gravür sanatının özüne, sessizliğinde ve sonsuzluğunda olan fizikötesi ruhunun görülen ve görülmeyen sınırları ile belirlenmiş çağrışım sahasına götürüyor.

 Muhamed Karamehmedović

* Bu yazı Sarayevo’da çıkan ODYEK adlı sanat dergisinin Mayıs 1989 sayısında yayınlanmıştır. Boşnakça aslından Kerime Filan tarafından çevrilmiştir.

 
geri dön