Karşı
binaların pencerelerinin yansıttığı sabah güneşi, rüzgarın kıpırdattığı ıhlamur
yaprakları arasından atölyeye girip, duvarda asılı çerçevelerin içindeki
gravürlerin üzerinde oynaşıyor. Sabah serinliğinin ortasında, ıhlamur kokuları
geziyor. Charbonell mürekkeplerinin teneke kutularının dizildiği rafların ön
kısmında, siyah kauçuk merdaneler asılı. Demir presin üstündeki keçe, bir
kefenin dostluğu ile, beni hiç terketmemeye söz vermiş, boylu boyunca, yumuşacık
orada duruyor. Henüz açılmamış paketlerdeki temiz kağıtlar, arkadaşlarından
onları nasıl sevdiklerimi duymuşlar, sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar.
Koyu kahverengi lakın içindeki terebentin, her yere sinen kokusu ile “ben de
buradayım” diyor. Manolyaların taç
yaprakları gibi geniş, nemli beyaz kağıtlar, üzerlerinde arılar gibi
gezinecek parmaklarımın onları döllemesini
bekliyorlar. Sonra reçine tozları, fırçalar, asitler, kalıpları ısıtan sıcak
tandır, mürekkepli tarlatanlar ve irili ufaklı birçok malzeme. Kocaman feodal
bir aile gibi birbirimize bakıp, acılı-sevinçli günlerimizle yüzleşiyor; ama
herşeye rağmen üretebildiğimiz, birbirimizi sevebildiğimiz için mutlu, ayakta
kalmakla övünüyoruz.
Güzel geçecek
gün sabahtan belli olur. Bakır kalıplar, pahlarını alırken direnmiyor, kırmızı bakır
talaşlar, kınalı kıvırcık saçların gibi kucağıma dökülüyorlar. Reçine tozlarını,
sanki sayarak koyuyorum kalıbın üzerine. Asitler aşındırmıyor, yol açıyorlar.
Siyah mürekkep , kırmızı mürekkebe çok yakışıyor. Yeşile de yakışıyor, maviye de.
Sarı da araya giriyor. Ne yapsam güzel oluyor, dokunduğum her şey bir anlam
kazanıyor.
Seni düşünerek
gidiyorum metroya. Ansızın, hatmi dalındaki baştankara ile yüzyüze geliyoruz,
ikimizde de bir telaş, bir heyecan. Gülümsüyorum. Tebessüm, hatmi dalında bu
sabah.
Fatih Mika
Atölyenin ortasında
oturmuş, canım hiç bir şeye dokunmak istemiyor.
Sanki mürekkep kutularının içi boş; kalemler körlenmiş; kağıtlar kirli;
bakırlar çelik olmuş. Cam tezgahın üzerindeki siyah mürekkep beyazları ortaya
çıkarmak için değil, sanki içimi karartmak için orada. Dünkü baskılarımın güzel
renkleri, kazalar sonucu
Her köşesi binbir çeşit malzeme ile dolu bu
atölyede hiç bir malzeme kendini bana vermek istemiyor. Aslında, bu malzemeleri
almak istemeyen benim.