Herhalde yolları o köye düşmüştü. Yüksek duvarların arkasından, avludaki akşam sefalarını, şefaf kırmızı laz üzümlerini, nehirin yamacına söğüt ağaçlarının dalları örülerek yapılan teraslardaki dometesleri ,biberleri göremeseler de; fırında pişen böreğin, yaprakları titreşen fesleğenlerin kokularını duyamasalar da; dağlardan eriyip gelen karların soğuk sularının gürül gürül akışına eşlik eden bir tınk tınk sesisini işitiyorlardı.
Yemenili bir kadın yüksek demir kapıyı açınca, alabros traşlı yaramaz çocuk babasının elinden kurtulup hemen avluya daldı. Arkasından avluya giren anne ve baba da yaramaz cocuk gibi oracıkta dikilip kaldılar.
Halı tezgahının önüne oturmuş bir kız çocuğu tezgaha gerilmiş iplere kırmızı, beyaz, yeşil ve siyah ipliklerle düğümler atıyor, sanki gökteki iplere resimler bağlıyordu. Yaramaz çocuk büyülenmiş, bu oyunun tamamlanmasını bekliyordu. Bu düğüm üzerine düğüm eklenerek oynanan oyun öyle kolay bitmiyordu. Çocuk, bu bitmemiş halıyı satın almak istedi. Halıyı dokuyan kızın yanakları utancından Baaus’un resimlerindeki kızlarınki gibi kızardı. Bitmemiş bir halı hiç satılır mıydı? Halbuki yaramaz çocuk halıyı değil, o bitmemiş halının üzerindeki tek tek motifleri, ihtiyar kadın sidiğiyle, ağaç kökleriyle, böceklerle, topraklarla boyanmış rengarenk yünleri, bütün bu oyunu birleştiren tınk tınk seslerini almak istiyordu.
Çeyizinin parasını biriktirmek için bu halıyı ören kızı, şalvarlı,yün yelekli ninesi satması için ikna etti. Ve halıyı koltuğunun altına yuvarlayıp koyan çocuk, daha düğümler atılmamış ipleri peşinden sürükleyip giderken. Yaşlı kadın”Sağol, benim torunumu mutlu ettin, dilerim her tuttuğun altın olsun.” dedi.
1881 yılında İspanya’nın Malaga şehrinde doğan bu yaramaz çocuk Picasso idi. Gerçekten de yaşamı boyu neye dokundu ise altın yaptı. Hatta altından da fazlasını.
Geçen Pazar günü Roma’da Vittoriano’da gittiğimiz Picasso’nun sergisinde, Picasso’nun bazı resimlerini ve gravürlerini sanat olsun diye değil de, altın olsun diye yaptığını farkedince böyle bir hikaye uydurdum.
Fatih Mika